4 Ağustos 2015 Salı
Y KUŞAĞININ AMBALAJ ALGISI
Ambalajın ne kadar önemli olduğuna değinmeden önce, sizlere bir Türk atasözü ile seslenmek isterim. Hani derler ya:" Anasını boyar, babasına satar." İşte tam bu noktada devreye ambalajın pazarlama gücü girer. Ambalaj olayına biraz daha mikro boyuttan bakarak sadece Türkiye açısından değerlendirmek isterim. Yine sözlerime devam etmeden önce Türk tüketicisinin ambalajlamaya vermiş olduğu önemi şu sözlerle ifade etmek isterim:
"Bizim beylerimiz, hanımefendilerimiz tarladan topladıkları lahanaları, Versace, Kemal Tanca poşetlerine koyarlar ki, gören poşetin içerisinde Brüksel Lahanası var zannetsin." Aslında ambalajlama sadece bir kalite göstergesi de değildir. Ambalajlama tüketicinin sosyal ortamda kendini rahat hissetmesi, tatmin edebilmesi ve sosyal ortama marka boyutunu sokarak adaptasyon problemini çözmeye çalışmasıdır. Ambalajlama ruh alemindeki marka sapkınlığının eyleme dönüştürülmüş halidir.
Günümüzde pek çok firma ambalajın önemini kavramış ve satış - reklam kampanyalarında ambalajlamaya büyük önem vermiştir. Oldukça maliyetli bir yöntem olduğundan pek çok firma bu riske girmeyi dahi göze alamamıştır. Peki olaya biraz daha teorik boyuttan bakarsak, bir ürün için ambalaj ne işe yarar?
Ürün için ambalajlama koruma işlevi görür.
Ürün için ambalajlama reklam aracı görür.
Ürün için ambalajlama "ürün bilgisi" işlemini görür.
Ürün için ambalajlama kodlama işlemini görür.
Bunları çoğalmak mümkündür. Yalnız burada bizim ilgimizi çeken en önemli işlev ambalajlamanın reklam aracı olarak kullanılma işlevidir. Çünkü "Y Kuşağının" ambalaja bakış açısı genelde bu boyuttadır. Firmalarda tam bu boyutu ele almışlar ve ambalajlama yönetimi firmalar arası bir rekabet olarak kullanılmıştır.
Pazarlama yönetiminde başarılı olan firmalardan birisi: Coco Cola, son zamanlarda kutu kolaların da bir ambalaj değişikliğine gitti. Kutu kolalarda ağır olarak kullanılan kırmızı kurumsal renginin dışında, diğer ara ve ana renklere de yer vermeye başladı. Coca Cola'nın bu ambalaj değişikliğinde referans aldığı nokta, sosyal medya kullanıcıları oldu bence. Peki neden sosyal medya kullanıcıları? Bunun yanıtını şöyle izah etmek isterim: Sosyal medyada paylaşımların bir çoğu ne kadar fikirsel - bilimsel içerikli paylaşımlar olsa da bu paylaşımların altında bile kişinin kendi markasını, sosyal mecraya duyurabilme çabası vardır. Paylaşımlar, etiketler, yer bildirimlerinin altında kesinlikle bir marka iç güdüsü söz konusudur. Bireylerin sadece sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmak adına bu renkli kutu kolaları satın aldıkları, ambalaj değişikliğinin önemli bir boyutudur.
Y kuşağı ambalajlamanın sadece reklam - tanıtım boyutuna önem verir.Onlar için gerisi teferruattır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder